Bu makalede; “Konkordatonun iflasın ertelenmesinden farkı nedir?“, “İflas Erteleme ile Konkordato arasındaki farklar nelerdir?“, “İflasın ertelenmesi hala var mı?” ve “İflas ertelemesi devam ediyor mu?” sorularının cevabını bulacaksınız.
İflasın Ertelenmesi müessesesi 15 Mart 2018 tarihinde çıkarılan 7101 Sayılı İcra ve İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Aynı kanunla konkordato kurumunu daha etkin ve işlevsel bir yapıya kavuşturacak düzenleme yapılmıştır.
İflasın ertelenmesi kurumu gerek borçlunun gerekse alacaklıların menfaat ve beklentilerine yeterince hizmet edememiştir. Alacaklıların iflasın ertelenmesi sürecine herhangi bir dahlinin olmaması, sürecin sadece borçlu ve mahkeme arasında yürütülmesi önemli bir sorun olarak görülmüş, mahkemelerin de uzamasına sebebiyet vermiştir.
İflasın ertelenmesine ilişkin düzenlemede alacaklılara karşı borçlu şirketleri koruyan hükümler de bulunmaktaydı. İflasın ertelenmesine ilişkin kararla birlikte borçlu şirket aleyhindeki tüm takipler ve hacizler durmaktaydı. Konkordatoya ilişkin düzenlemede de borçluyu icra takiplerine ve hacze karşı koruyan hükümler bulunmakla birlikte, bu koruma konkordato talebinin kabulünden sonra başlayabilmektedir. Konkordatoda önce borçlu şirket veya kooperatif ile alacaklılar eşit şekilde karşılıklı müzakere yapıp anlaşmakta, bu anlaşma mahkemece tasdik edildikten sonra, borçluyu icra takiplerine karşı koruyucu hükümler uygulama alanı bulmaktadır.
Alacaklıların söz sahibi olduğu konkordato, bu yönüyle iflasın ertelenmesi kurumuna göre daha etkin ve işlevsel çözüm sunmaktadır.
Alacaklıların oy ve söz hakkının olduğu konkordato ile hem borçlu şirket veya kooperatifin ticari faaliyetini sürdürebilmesi, hem de alacaklıların alacaklarına kavuşması sağlanmaya çalışılır. İşçi ve nafaka alacakları ise kapsam dışında tutulmuş, sosyal yönü ağır basan alacakların tahsiline öncelik ve ayrıcalık tanınmıştır.
İflasın ertelenmesi kurumunda borçlu şirketin borçlarının alacaklarından daha fazla olması yani borca batık olması gerekliydi. Konkordatoda ise borçlu şirket veya kooperatif borca batık hale gelmeden, riski önceden planlayarak hareket eder. Mahkemenin denetim ve kontrolünde, konkordato komiserlerinin gözetiminde borçlu ayakta tutularak faaliyetlerini devamı sağlanmaya çalışılır.
Yine iflasın ertelenmesinden farklı olarak, konkordato kurumunun işlevsel olabilmesinde komiserler etkin bir role sahiptir.
Sürecin düzenli ve verimli şekilde yürütülmesi konkordato komiserlerinin yetkinliğiyle de doğrudan ilgilidir.
İflasın ertelenmesinden yalnızca anonim şirketler faydalanabilmekteydi. Konkordatoya ise şahıs şirketi ya da kooperatifler de başvurabilmektedir. Bundan başka borçlu şirket hakkında iflas talebinde bulunma yetkisi olan her alacaklı da konkordato işlemlerinin başlatılmasını talep edebilmektedir.