GAİPLİK KARARI NEDİR?

Gaip kelime anlamı olarak “nerede olduğu bilinmeyen, göz önünde olmayan” demektir. Gaiplik de esasen nerede olduğu bilinmeyen bu kimselerin haklarının ve borçlarının ne olacağına hukuk düzeni tarafından getirilmiş bir çözümdür. Türk Medeni Kanunu 32. madde “Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.” şeklinde gaiplik kararını düzenlemiştir. Kişilerin gaipliğine karar verilebilmesi için, iki durumdan birisi muhakkak mevcut olmalıdır. İlk durum kişinin ölüm tehlikesi olan bir olay içinde bulunması ve kaybolmasıdır. Burada ölüm tehlikesinin kuvvetli olması gereklidir. Sıradan, basit tehlikeler yeterli değildir. İkinci durumda ise kişinin herhangi bir olay içerisinde kaybolmasına gerek kalmaksızın, uzun zamandan beri kendisinden haber alınamaması gerekmektedir. İkinci ihtimalde kişiden sadece haber alınamaması yeterli değildir, bu haber alınamama durumunun aynı zamanda kişinin yaşayıp yaşamadığından kuşku duyulmasını gerektirecek bir hal teşkil etmesi gerekmektedir. Kanun nerede olduğu bilinmeyen bu kişilerin özellikle malvarlıkları açısından oluşturduğu tehlikeleri gözeterek gaiplik kararını düzenlemiştir.

GAİPLİK KARARI SÜRESİ NEDİR?

Kanun gaiplik kararı alınabilmesi için iki ihtimalde mahkemeye başvurulabilmesini farklı sürelere bağlamıştır. (TMK m. 33) Ölüm tehlikesi içinde kaybolma nedeniyle gaiplik durumunda, ölüm tehlikesi içinde kaybolma tarihinden (tehlikeli olayın gerçekleştiği tarihten) itibaren 1 yıl süre geçmelidir. Kendisinden uzun zamandan beri haber alınamaması nedeniyle gaiplik için mahkemeye başvurulmasında ise 5 yıl süre geçmelidir. Bu sürenin başlangıcı da kişiden son haber alınan tarihtir.

GAİPLİK KARARI DAVASI

Gaiplik kararı verilebilmesi için mahkemeye başvurulmalı, bu istem dava yolu ile kullanılmalıdır. Belirtilen süreler dolduktan sonra “hakları ölüme bağlı olan kimseler” mahkemeye başvurarak kişinin gaipliğine karar verilmesini isteyebilir. Hakları ölüme bağlı olan kimseler kişinin eşi, çocukları ve mirasçıları olabileceği gibi kişinin lehine vasiyet düzenlediği kimseler de olabilir. Hatta TMK m.588 hazinenin de gaiplik kararını isteyebileceğini, bazı şartlar dahilinde düzenlemektedir. Hazinenin gaiplik kararı için başvurabilmesi iki durumda mümkündür: Ya kişinin malları 10 yıl veya daha fazla süreden beridir mahkeme tarafından yönetiliyor olmalı ya da kişinin 100 yaşını doldurmuş olmalıdır.

GAİPLİK KARARINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Gaiplik kararı verilmesi çekişmesiz yargı işlerinden olduğu için görevli mahkeme sulh hukuk mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise TMK m.32’de “Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye’deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye’de hiç yerleşmemişse nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı bulunduğu yer mahkemesidir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddede sayılan yetkili mahkemelerin hiçbirisi mevcut değilse, gaiplik kararı kişi hallerine ilişkin bir dava olduğu için Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’na göre Ankara, İstanbul veya İzmir Sulh Hukuk mahkemelerinden birisi yetkili mahkemedir.

GAİPLİK KARARI NASIL ALINIR, GAİPLİK DAVASI SÜRESİ NEDİR?

Gaiplik için kendisine başvurulan mahkeme, nerede olduğu bilinmeyen bu kişilerin durumları hakkında bilgi sahibi olanlardan bilgi almak için durumu ilan eder. Bu sayede kişi hakkında bilgi edinilmeye çalışılır. Gaiplik kararı verilebilmesi için Mahkeme tarafından en az iki defa ilan yapılmalı ve iki ilan arasında en az 6 ay süre geçmiş olmalıdır. Yapılan ilandan sonra, gaibin yaşadığı anlaşılırsa, gaip olan kişi bizzat çıkıp gelirse veya gaip olan kişinin kesin ölüm tarihi belli olursa (örneğin cesedine ulaşılırsa) gaiplik istemi düşer. Çünkü bu durumda artık kişinin ölü veya sağ olduğu kesin belli olduğundan “nerede olduğu bilinmeyen” bir kişiden bahsedilemez. İlandan sonra bu üç durumdan hiçbirisi gerçekleşmezse, yani kişinin ölü mü sağ mı olduğu halen belli değilse gaipliğe karar verilir.

GAİPLİK KARARININ SONUÇLARI NELERDİR?

Gaiplik kararının nasıl bir etki doğuracağı TMK m. 35’de “İlândan sonuç alınamazsa, mahkeme gaipliğe karar verir ve ölüme bağlı haklar, aynen gaibin ölümü ispatlanmış gibi kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.” şeklinde düzenlenmiştir. Kanun’dan anlaşılana göre nerede olduğu, yaşayıp yaşamadığı belirli olmayan bu kişi, hukuken ölmüş gibi varsayılmaktadır. Dikkat edilmesi gereken husus, aradan geçen süre dikkate alınmaksızın, kararın verildiği tarihten itibaren değil; tehlike arz eden olayın gerçekleştiği veya son haber alma tarihinden itibaren geçmişe etkili olarak gaiplik kararının yürürlükte olduğudur.

GAİPLİK KARARI SONRASI MİRAS

Gaiplik kararı verilen kişi ölmüş kimse gibi hukuken işlem göreceği için mirası da mirasçılarına geçer. Ancak gaiplik kararı, geçmişe etkili olarak yürürlüğe gireceği için kararın verildiği tarih değil, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren miras ilişkisi incelenmelidir. İlk evre olarak tehlikeli olayın gerçekleştiği veya kendisinden son haber alınan tarih ile gaiplik kararının verildiği tarih arasındaki süredir. Bu evrede, gaip olan kişinin nerede olduğu, sağ mı ölü mü olduğu bilinmezlik içerisinde olduğu için sahip olduğu malvarlığı bir kayyım ile yönetilir, yine kendisine başkalarından bir miras kalması halinde de bu miras payı mahkemece yönetilir. (TMK m.586, 427) İkinci evre gaiplik kararı verilmesi ile birlikte gaiplik kararı verilen kişinin terekesinin teminat karşılığı mirasçılarına geçtiği evredir. Fakat bu evrede gaibin veya mirasçılara göre daha üstün hak sahibi olan kişilerin (örneğin gaip kişinin taşınmazında bir ipotek veya benzeri sınırlı ayni hakkı olan kimsenin) sonradan ortaya çıkması ihtimaline karşılık, terekeyi alan mirasçıların terekeyi geri vereceklerine ilişkin teminat göstermeleri gerekmektedir. Teminat verilmesi süresiz değildir. Kanun ölüm tehlikesi halinde tereke mallarının teslimi tarihinden itibaren 5 yıl, uzun zamandır haber alınamaması halinde ise tereke mallarının teslimi tarihinden itibaren ise 15 yıl olarak teminat sürelerini düzenlemiştir. (TMK m.584) Ancak bu 5 ve 15 yıllık süreler dolmamış olsa bile gaiplik kararı verilen kişinin 100 yaşını doldurduğu tarihte teminat sona erer. Üçüncü ve son evre ise mirasçılara terekenin kesin olarak geçmesidir. 5 yıl veya 15 yıllık sürelerin dolması yahut da gaibin 100 yaşını doldurulması tarihinden sonra artık tereke tamamen mirasçıların olur. Üçüncü evreden sonra gaip olan kişi veya üstün hak sahibi kimseler ortaya çıkarsa artık mirasçılar TMK m. 584’deki kurallara göre terekeyi geri vermekle yükümlüdür. Burada iyiniyetli mirasçı ile kötü niyetli mirasçının geri verme yükümlülüğü arasında farklılıklar vardır. (TMK m.993 vd.)

GAİPLİK KARARI İLE EVLİLİK SONA ERER Mİ?

Gaiplik kararı verilmesi evliliği kendiliğinden sona erdirmez. TMK m. 131’e göre “Gaipliğine karar verilen kişinin eşi, mahkemece evliliğin feshine karar verilmedikçe yeniden evlenemez.” Gaiplik kararı verilen kişinin eşinin evliliğin feshi kararını almaksızın evlenmesi halinde, Türk hukuku açısından çok eşlilik yasak olduğu için, yapılan ikinci evlilik mutlak butlan ile geçersizdir. Eş, gaiplik kararı verilmesi için mahkemeye başvururken evliliğin feshine de karar verilmesi için aynı davada talepte bulunabilir. Gaiplik kararı verildikten sonra ayrı bir dava ile de evliliğin feshi istenebilir.

Av. İsmet ÇOBANOĞLU

24.11.2021

Siz de bir yorum ekleyin