Anonim Ortaklıkta Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluklarının Sona Ermesi

Anonim Ortaklıkta Yönetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluklarının Sona Ermesi

Anonim ortaklıklarda genel kurul ve yönetim kurulu olmak üzere iki adet zorunlu organ bulunmaktadır. Yönetim kurulu, şirketin idaresi ve temsili ile yetkili yürütme organıdır. Bu bakımdan genel kurul arasında bir fark bulunmaktadır. Genel kurul yalnızca karar organı iken yönetim kurulu aynı zamanda yürütme organıdır. Dolayısıyla yönetim kurulunun sadece karar organı olan genel kurulun aksine sorumluluğu bulunmaktadır. Anonim ortaklıklarda yönetim kurulu üyelerinin bu sorumlulukları iki halde sona erer. Bunlardan ilki zamanaşımı diğeri ise ibradır. Bu yazıda daha çok ibra üzerinde durulacak olup konunun bütünlüğü bozulmaması adına zamanaşımına ilişkin de bilgiler verilecektir.

Zamanaşımı

Türk Ticaret Kanunu’n 560. Maddesinde sorumluluk davalarında zamanaşımı kuralı getirilmiştir. Düzenlemede yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bakımından 3 farklı zamanaşımı süresi bulunmaktadır. İlgili maddeye göre yönetim kurulu üyelerine karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İki yıllık sürenin uygulanabilmesi için davacının zararı ve sorumluyu birlikte öğrenmesi gerekir. Eğer sorumluluk bir cezayı gerektiriyorsa Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.

Zamanaşımı iddiası davalı yönetim kurulu üyeleri tarafından defi olarak ileri sürülebilir. Zamanaşımının durması ve kesilmesi bakımından Borçlar Kanunu’nda yer alan genel hükümler uygulanır. TTK m.6’da yer alan hüküm gereği kanunlarda öngörülen zamanaşımı süreleri, Kanunda aksine düzenleme yoksa sözleşme ile değiştirilemez.

İbra Kararı Nedir?

Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu sona erdiren bir hal ise ibradır. İbra kurumu Türk Borçlar Kanunu’ndaki ibra anlamından farklıdır. Kelime anlamı “aklama, temize çıkarma” olan ibra, hukuki anlamda ise alacaklının hakkından tamamen veya kısmen vazgeçmesi” anlamına gelmektedir. İbra genel kurul tarafından alınan bir kararla, yönetim kurulu üyelerinin son dönemdeki işlemlerinin hukuka ve ortaklık ana sözleşmesine uygunluğunun kabul edilmesi demektir. Bir başka ifadeyle ibra, muhtemel ortaklık alacaklılarının yönetim kurulu üyelerine karşı tazminat taleplerinin ileri sürülmesinden ortaklığın hukuken geçerli bir şekilde vazgeçmesidir[1]. İbra tek taraflı yenilik doğuran bir genel kurul işlemidir. İbranın hüküm doğurması için ayrıca ibra edilen yönetim kurulu üyesinin kabulü gerekmemektedir.

İbra Kararı Almaya Yetkili Organ Nedir?

İbra kararı almaya yetkili organ genel kuruldur.  Genel kurulun devredilemez yetkileri kanunda düzenlenmiştir. Devredilemez yetkilerden bir tanesi de ibra kararıdır. TTK madde 408/2/B’ye göre “Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, süreleri, ücretleri ile huzur hakkı, ikramiye ve prim gibi haklarının belirlenmesi, ibraları hakkında karar verilmesi ve görevden alınmaları”  genel kurulun devredilemez yetkisindendir.

Yönetim Kurulu Hangi Kurulda İbra Edilir?

İbra kararı her faaliyet döneminin sonunda yapılan genel kurul kararında alınır. İbra kararı genel olarak olağan genel kurulda alınır. Olağan Genel kurulun gündem maddelerinden bir tanesi TTK m.409/1 gereği ibradır. Ancak olağanüstü genel kurulda da ibra kararı alınabilir.  İbra kararı yönetim kurulu üyelerinin tamamına karşı geçerli olabileceği gibi bir kısmına karşı da geçerli olabilir.

İbra Şekilleri Nelerdir?

İki tür ibra bulunmaktadır. Bunlardan ilki açık ibra, ikincisi ise örtülü ibradır. Genel kurulda gündeme bağlılık ilkesi söz konusudur. Bu ilke gereği ancak Açık ibra ibraya ilişkin olarak genel kurulun gündeminde bir maddenin bulunması halinde karşımıza çıkmaktadır. Bu husus TTK m.413 de düzenlenmiştir.  Gündem genel kurulu toplantıya çağıranlar tarafından tayin edilir. Gündemi çağırmaya yetkililer TTK m.413/1 de düzenlenmiştir.  İki gündem maddesi olan bilançonun görüşülmesi ve yönetim kurulu üyelerinin ibrası hususlarının aynı anda bulunmasında hiçbir sakınca yoktur. Her ikisi de aynı anda bulunduğu takdirde açık ibra söz konusu olur.

Türk Ticaret Kanunu madde 424’e göre bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı aksine çoğunluk bulunmuyorsa ibra sonucunu doğurur. TTK m.424 birinci cümlesinden anlaşıldığı üzere bilanço onaylansa bile ibranın ayrıca görüşülmesi söz konusu olacaktır. Dolayısıyla bu hüküm daha çok yönetim kurulu üyelerinin ibrası olmadığı zaman ve bilançonun onaylanması söz konusu olduğu zamanlarda uygulanır. Bu durumda da örtülü ibra söz konusudur. 

Yani Örtülü ibrada gündemde açıkça ibraya ilişkin bir ibare yani gündem maddesi bulunmasına gerek yoktur. Bu husus da şu şekilde düzenlenmiştir.

“VIII – Bilançonun onaylanmasına ilişkin karar

MADDE 424- (1) Bilançonun onaylanmasına ilişkin genel kurul kararı, kararda aksine açıklık bulunmadığı takdirde, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve denetçilerin ibrası sonucunu doğurur. Bununla beraber, bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onama ibra etkisini doğurmaz.”

Buna karşılık bilançoda bazı hususlar düzgün veya tam belirtilmemişse veyahut bilanço ortaklığın gerçek durumunun görülmesini engelleyecek şekilde bilinçli bir şekilde hazırlanmışsa genel kurul tarafından verilen onama kararı ibra sonucunu doğurmaz. Örtülü ibra kararının geçerli bir ibra sonucu doğurabilmesi için bilançonun eksiksiz ve tam hazırlanması gerekmektedir.

İbranın Sonuçları Nelerdir?

Anonim ortaklıkta alınan ibra kararı iç ilişkide sonuç doğurmaktadır. İbra kararı ortaklık alacaklılarının açacağı davalara engel olmaz. Ancak alınan ibra kararı ortaklık veya ortaklar tarafından açılacak davalara etkili olur. İbra kararının bu etkisi TTK m. 558’de düzenlenmiştir. Düzenlemeye göre ortaklık genel kurulunun ibraya ilişkin kararı, ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak, ortaklığın, ibraya olumlu oy veren ve ibra kararını bilerek payı iktisap eden pay sahiplerinin dava hakkını rotadan kaldırır[1].

İbra kararı ortakların doğrudan uğramış oldukları zararlar için açacağı davayı etkilememektedir. Ortak şayet genel kurulda ibra kararında olumlu oy kullansa bile doğrudan uğradığı zararlar için yönetim kurulu üyelerine karşı dava açabilir. Bunun sebebi ibra kararıyla yalnızca ortaklığın tazminat alacağından vazgeçilmesidir. Yani ibra kararıyla ortak doğrudan uğradığı zararlar nedeniyle talep edebileceği tazminattan vazgeçmemektedir.

Buna karşılık, dolaylı zararlar için yukarıdakilere benzer şeyler söylenemez. Dolaylı zararlar bakımından ortakların açabileceği sorumluluk davaları genel kurulda ibra yönünde oy veren ortaklar için kural olarak ortadan kalkar. Dava açma hakkının ortadan kalkmasının sebebi ise Hukukun genel bir ilkesi olan dürüstlük kuralına(çelişkili davranma yasağına) aykırı davranmaktır. Şayet ortaklar ibra kararına olumsuz oy verirse veya genel kurul toplantısına katılmaz ise dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu hak TTK 558/2’de yer alan düzenlemeye göre 6 aylık süre ile sınırlanmıştır. Yani girişte bahsetmiş olduğumuz zamanaşımı süreleri uygulama alanı bulmaz. 6 Aylık süre hak düşürücü süre olup ibra tarihinden itibaren başlamaktadır.

İbra kararından sonra ortaklığa katılan ortakların dava açma hakkı durumu ikiye ayrılmaktadır. Şayet yeni ortak ibra kararını biliyorsa ortağın dava açma hakkı kalkmıştır. Bununla birlikte payını devreden ortak ibra kararına karşı olumsuz oy kullanmış olsa bile ibra kararını bilerek devralan ortağın dava hakkı bulunmamaktadır. Devralan ortağın dava açma hakkı sadece ibra kararının varlığından habersiz olduğu durumlarda bulunmaktadır. Devralan ortak ibra kararından habersiz ise 6 aylık süre içerisinde dava açabilir. 6 Aylık sürenin hak düşürücü ve ibra tarihiyle başladığını ifade etmiştik. Dolayısıyla yeni ortak ibra kararından 6 ay veya sonraki bir tarihte pay devralırsa, ibra kararından haberi olmasa da ortağın bile dava açma hakkı bulunmamaktadır.

İbra Kararı Alacaklıların Açacağı Davayı Etkiler Mi?

Anonim ortaklıkta alınan ibra kararı iç ilişkide sonuç doğurmaktadır. İbra kararı ortaklık alacaklılarının açacağı davalara engel olmaz.

İbra Kararında Nisap Sayısı Kaçtır?

Genel kurul tarafından verilecek ibra kararının geçerli bir karar olabilmesi için olağan yetersayıya ihtiyaç vardır. Olağan toplantı yetersayısı sermayenin en az dörtte birini karşılayan payların sahiplerinin veya temsilcinin varlığıdır. İbra kararı bu yetersayı ile toplanan genel kurulda hazır bulunanların oyların çoğunluğu ile alınır. Bu sayı ortaklık ana sözleşmesine yazılarak arttırılabilir. Şayet ortaklık ana sözleşmesinde ibra kararı için ağırlaştırılmış yetersayılar öngörülürse TTK m.418’deki olağan yetersayılar ibra kararı için yeterli olmayacaktır.

İbra Kararı Geri Alınabilir Mi?

İbra kararının geri alınıp alınamayacağı hususu TTK madde 558/1’de düzenlenmiştir. Maddeye göre ibra kararının yeni bir genel kurul kararıyla geri alınması mümkün değildir. Buna rağmen yeni genel kurulda ibranın kaldırılmasına yönelik bir karar alınırsa, alınan bu karar bir batıl karar niteliğini haizidir. Batıl olan genel kurul kararlarına karşı tespit davası açılmalıdır.

İbra kararı geri alınamaz ancak ibra kararı bir genel kurul kararı olduğu için genel kurul kararları da iptal edilebilir olduğu için iptali istenebilir. Nitekim TTK madde 558’de iptali düzenleyen TTK m.455 saklı tutulmuştur. Dolayısıyla ibra kararı açılacak olan bir iptal davasıyla iptal ettirilebilir. Alınan bu karar inşai nitelikteki bir iptal kararıdır.

Oy Kullanmaya Yetkili Olmayan Kişi Oy Kullanırsa İbra Geçerli Midir?

Oy kullanmaya yetkili olmayan kişiler tarafından alınan genel kurul kararları iptal edilebilmektedir. İbra kararının verildiği genel kurulda oy hakkı bulunmamasına veya oy yasağına rağmen aykırı davranarak oy verildiği takdirde ibra kararı iptal edilebilir. Şartları oluştuğu takdirde ibra kararına karşı yokluğun veya butlanın tespiti davaları da açılabilir.

Oydan Yoksun Kişi İbra İçin Oy Kullanabilir Mi?

Anonim ortaklıkta yönetim kurulu üyeleri pay sahipleri olabileceği gibi 3. kişilerde olabilir. Yönetim kurulu üyeliğine sahip pay sahibi ile yönetim kurulu üyesi olmayan pay sahibi arasında ibra kararında oy kullanma konusunda bir farklılık bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu 436.maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenlemede ortaklık yönetim kurulu üyeleri, yönetim kurulu üyelerinin ibrası konusunda karar verilirken kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar. Oy hakkı kullanamayacaklar yönetim kurulu üyeleri ile sınırlı değildir. Yönetimde görevli ve imza yetkisine sahip kişiler de ibra kararında oy kullanamazlar. Eğer anonim ortaklıkta tüm ortaklar yönetim kurulu üyesi ise veya anonim ortaklık tek ortaktan oluşup ortak yönetim kurulu üyesiyse ibra kararının varlığı düşünülemez.

Anonim Şirketlerde İbra Edilmeyen Yönetim Kurulu Tekrar Seçilebilir Mi?

İbra edilmemiş yönetim kurulu üyeleri tekrar yönetim kuruluna seçilebilirler. Ancak uygulamada böyle bir durumla sık karşılaşılmaz.

Anonim Şirkette Yönetim Kurulu Üyeleri Kamu Borçlarından Sorumlu Mudur?

Kamu borçlarında özellikle vergi borcu gündeme gelmektedir. VUK m.10’da düzenleme söz konusudur. Sermaye şirketi olan anonim şirketlerde pay sahiplerinin sorumluluğu sınırlı ve şirkete karşıdır. Anonim şirketlerde pay sahipleri kamu borçlarından dolayı sorumlu değildir, ancak şirket yöneticileri kamu borçlarından sorumludur. Yönetim kurulu şirketi yönetmeye ve temsil etmeye yetkili olduğu için Vergi Usul Kanunu olmak üzere Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında olan kamu borçlarından da sorumlu olacaklardır.

Av. Mustafa PAK

08.12.2021


[1]Şener, Oruç Hami, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, Seçkin Yayıncılık, s.429


[1]Şener, Oruç Hami, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, Seçkin Yayıncılık, s.428

Siz de bir yorum ekleyin